1989 yılında Lazzara diş çekimini takiben immmediat implantasyon protokolünü tanımlamıştır. Araştırmacı bunun için greft materyali ve/veya membran kullanılması gerektiğini savunmuştur. Primer stabiliteyi iyi sağlayabilmek için implantın boyu kemiğin elverdiği ölçüde uzun olmalıdır. Günümüzde diş çekimi sonrası immediat implantasyon için geniş çaplı implantların yerleştirilmesi önerilmektedir. Geniş çaplı implant alveol boşluğu daha iyi dolduracaktır. İmplant çapındaki artış implantın primer stabilitesini de arttırır, biyomateryal koyulması ihtiyacını da azaltır.
Endikasyonları:
- Herhangi bir enfeksiyon kaynağı olmayan tüm dişlerin çekimi sonrası
- Kemiğin korunduğu travmatik diş avülsüyonu
- Çekim gerektiren endodontik komplikasyonlar
- Kök çatlak ve kırıkları
- Daimi diş agenezisi ve süt dişi kök rezorbsiyonu
- İç veya dış kök rezorbsiyonu
- Ortodontik tedavi sonrası kök rezorbsiyonu
Avantajları:
- Diş çekimi sonrası az miktarda alveol kemiği rezorbsiyonu
- Tedavi süresinin kısalması
- Cerrahi işlem sayısının azalması
- Diş ekseninin kullanılması
- Hastanın fizyolojik uyumunun iyi olması
Dezavantajları:
- İmplant bölgesinin üstünün dişeti tarafından zor örtülmesi
- İmplantın primer stabilitesinin bazen yetersiz olması
Kontrendikasyonları:
- Diş çekimi öncesinde veya sonrasında ileri derecede kemik kaybı
- Dişin apikalinde implantın stabilizasyonunu sağlayacak kemik miktarının yetersiz olması
- Anatomik oluşumlar(sinir,sinüs)
- Diş çekimini gerektiren şiddetli enfeksiyon
Bu işlem sırasında flap açılırken estetik ve implant bölgesinin primer kapanması hesaba katılmalıdır. Atravmatik diş çekimi alveol kemiğinin bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur. Alveol boşluğu tüm granülasyon dokusu artıklarından arındırılmalıdır. Morfoloji ve kemik hacmi değerlendirilerek immediat veya geç implantasyona karar verilir. Mevcut kemik duvarı yetersiz ise bile implantın primer stabilitesine dikkat edilerek implant yerleştirilebilir.
Bazı vakalarda implant yüzeyinin açıkta kalması kemik greftleri ve/veya membran kullanılarak kapatılabilir. Böyle durumlarda flap implant bölgesini tamamen örtmelidir.
Ön bölgede implantın yerleştirileceği yerin hassas bir şekilde belirlenmesi oldukça önemlidir. İmplantın normalden fazla bukkalde bulunması estetiğin kötü olmasına neden olur. Diğer taraftan implantın aşırı derecede lingualde yer alması ancak yapılacak protezin konturunun arttırılması ile giderilir. Protezin bukkale doğru olan kontur artışı hem hijyeni hem de periimplanter dokuların bakımını zorlaştırır.
Osseointegrasyon süresi boyunca geçici restorasyonların implantın üzerine bası uygulaması önlenmelidir. Bu süreçte implantın üstünü örten yumuşak dokuların mikro hareketleri implantın kaybına neden olabilir.