Beyazlatma ile sonuç alınamayan renklenmiş dişlerde Dişler arasında açıklıkların (diastemaların) varlığında Ortodontik tedaviyi tercih etmeyen çapraşıklığı olan dişlerde Büyük dolgulu ön dişlerde Kırık sonucu madde kaybına uğramış ön dişlerde Gülüş tasarımı gerektiren diş eti konturunun ve seviyesinin düzenlenmesi gereken vakalarda.
Eğer mine tabakası çok az veya hiç yoksa, tam kron tercih edilir. Diş sıkma (bruksizm) veya diş gıcırdatma gibi vakalarda gözlenen başabaş kapanışı olan hastalarda ve kalem çiğneme,buz yeme gibi para-fonksiyonel rahatsızlığı olan hastalarda uygulaması doğru değildir. Aşırı derecede çapraşıklığı olan vakalarda tercih edilmez. Klass 3 gibi (alt çenenin daha önde kapandığı kapanış bozukluğu) kapanış bozukluklarında tercih edilmez.
1- Dişlerinizde fark edilen çapraşıklık, alt ve üst çenenizde gözle görülür ilerilik, gerilik, eğrilik veya yüzün diğer kesimleri ile bir uyumsuzluk varsa,
2- Gülümsemenizde sizi rahatsız eden bir durum varsa: mesela gülerken dişetleriniz aşırı görünüyorsa,
3- Çene ve diş ilişkileriniz yüzünden ısırma ve çiğneme problemi yaşıyorsanız,
4- Şiddetli ağız solunumu yapıyor, parmak emiyor, tırnak yiyorsanız veya geçmişte bunun gibi bazı uzun süren alışkanlıklarınız olduysa,
5- Ağzınızı kapatmakta güçlük çekiyorsanız, dudaklarınızı tam kapatamıyorsanız,
6- Çene ekleminizde ağrı varsa veya ses geliyorsa,
7- Dudak damak yarığı veya benzer bir durum varsa,
8- Ailenizde ortodontik tedavi görmüş ya da ortodontik sorunu olan biri varsa,
9- Ağzınızda en az 1 eksik diş varsa ve diğer dişler bu boşluğa doğru kaymaya başlamışsa,
10- Çapraşıklık nedeniyle dişlerinizi iyi temizleyemiyor ve buna bağlı dişeti sorunu yaşıyorsanız,
11- Dişlerinizin arasında geniş boşluklar varsa,
12- Süt dişleriniz zamanından önce çekilmişse ortodontik tedaviye ihtiyacınız var demektir.
Ortodontik tedavinin bilinirliği toplumda hızla artıyor. Özellikle çocuklarda ve gençlerde uzun zamandır uygulanması, tedavinin halk arasında sadece küçük yaşta yapılabildiği intibasını uyandırmıştır. Oysa her yaşta ortodontik tedavi uygulanmaktadır.
Estetik ihtiyaçları karşılamak amacıyla, piyasada birçok farklı firma estetik braketler üretiyor. Bu braketlerin rengi, diş minesi rengine benzer olduğundan fazla dikkat çekmiyor. Yetişkin hastalarımızın çoğu, estetik braketleri tercih ediyor ve fazla belli olmadığı için de memnun olduklarını dile getiriyorlar.
Ortodontide diğer bir tedavi yöntemi olan ‘lingual teknik’, yetişkinler tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Bu teknikte, teller dışardan bakıldığında fark edilmeyecek şekilde dişlerin iç tarafına yerleştiriliyor. Bu da estetik açıdan büyük bir avantaj sağlıyor.
İlk randevuda ortodontist detaylı bir ortodontik muayene yaparak tedaviye ihtiyaç olup olmadığını tespit eder ve tedavinin ne kadar süreceği ve maliyeti ile ilgili bilgileri verir. Ortodontik tedaviye başlamadan önce ağzınızda çürük diş olmamalı veya diş eti kanamanız bulunmamalıdır. Bu nedenle ortodontik tedaviye başlamadan önce diğer tedavileriniz tamamlanmalıdır. Ağız hijyeninin kötü olduğu durumlarda tellerin takılması mümkün değildir. Ortodontik tedaviye karar verildikten sonra planlama aşamasına geçilir. Bu aşamada bazı kayıt ve veriler toplanır. Ağız içi ve dışı resimleri, alt ve üst çene diş ölçüleri, lateral sefalometrik film, gerekirse el ve bilek filmi gibi dokümanlar toplanır ve yapılacak tedavi planlanır. Bu verilere göre de tedaviye başlanır.
İlk randevuda ortodontist detaylı bir ortodontik muayene yaparak tedaviye ihtiyaç olup olmadığını tespit eder ve tedavinin ne kadar süreceği ve maliyeti ile ilgili bilgileri verir. Ortodontik tedaviye başlamadan önce ağzınızda çürük diş olmamalı veya diş eti kanamanız bulunmamalıdır. Bu nedenle ortodontik tedaviye başlamadan önce diğer tedavileriniz tamamlanmalıdır. Ağız hijyeninin kötü olduğu durumlarda tellerin takılması mümkün değildir. Ortodontik tedaviye karar verildikten sonra planlama aşamasına geçilir. Bu aşamada bazı kayıt ve veriler toplanır. Ağız içi ve dışı resimleri, alt ve üst çene diş ölçüleri, lateral sefalometrik film, gerekirse el ve bilek filmi gibi dokümanlar toplanır ve yapılacak tedavi planlanır. Bu verilere göre de tedaviye başlanır.
İmplant eksik dişlerin yerine onların işlevlerini yerine getirmesi için yapılan ve çene kemiğine yerleştirilen yapay diş köküdür. Titanyumdan üretilen implantlar insan dokularıyla biyo-uyumlu olup çene kemiği ile arasında oluşan biyolojik bağlanma sonucunda vücudun bir parçası haline gelirler.
Tek diş eksikliği, birden fazla diş eksikliği ve tam dişsizlik durumlarının tümünde implant uygulanabilir. Yerleştirilecek alanda yeterli düzeyde kemik olmaması durumda kemik ilave işlemleri ile birçok vakada başarı ile implant uygulanabilmektedir.
Tek diş eksikliği: Dişleriniz arasında eksik dişiniz varsa bu boşluğun önündeki ve arkasındaki dişinize dokunulmadan implant tedavisi ile eksiklik giderilebilir. Böylece sağlam dişlerinizde herhangi bir aşındırma yapılmamış olur. Ancak implantın yapılabilmesi için dişler arası boşlukta yeterli alanın olması gerekir. Boş bölüm kalan dişlerinizin hareketiyle zamanla biraz kapanabilecektir. Dolayısıyla bu kapanma yaşanmadan implant yaptırılması gereklidir.
Bölgesel dişsizlik: Her diş boşluğuna implant yapılması gibi bir zorunluluk yoktur. Dişlerinizin ve kemik yapınızın durumuna göre yapılacak implant sayısına ve yerlerine karar verilir. Hangi bölgeye kaç implant yapılacağına karar verilebilmesi için röntgeninizin incelenmesi ve muayenenizin yapılması gereklidir. Dişler arasına köprü yapılabildiği gibi implantlar arasına da köprü yapılabilmektedir. Böylece daha az sayıda implantla diş boşlukları doldurulabilir.
Total dişsizlik: Üst çene ve/veya alt çenede hiç diş olmaması durumlarında çene kemiğinin durumu uygunsa üst ve alt çene için 6 veya 8 implant yerleştirilerek toplamda 12 veya 16 implantla sabit protez yapılabilir. Çene kemiğinin uygun olmadığı durumlarda da daha az sayıda implant yerleştirilecek implant üstü takıp çıkarılabilir protezler yapılabilir.
Dental implantların uygulanabilmesi için çenedeki kemik yapısının buna uygun olması gerekmektedir. Çünkü implantlar belli bir genişliğe ve yüksekliğe sahiptirler. İmplant uygulanacak olan hastanın kemik yapısı da bu implantı taşıyabilecek kadar genişliğe ve yüksekliğe sahip olmalıdır. Hastanın kemik yapısının uygunluğu implant başarısını olumlu yönde etkiler. Eğer ki hastanın kemik eksikliği varsa uygulanacak bazı kemik ekleme ve yumuşak doku greftleme teknikleri ile hastanın kemik yapısı implant yapılmasına uygun hale getirilebilir. İmplant yaptırmak isteyen hastaların sağlık durumlarında herhangi ciddi bir sorun yoksa(doktor kontrolü altında olmayan diabet ve hipertansiyon hastaları, kemoterapi veya radyoterapi gören hastalar gibi) implant yaptırmanın yaş sınırı yoktur. Ancak çok genç yaştaki hastalarda hastanın ergenlik çağını tamamlamış olması şartı aranmaktadır.
İşlem öncesinde uygulanan anestezi yöntemleri uygun şekilde yapıldığında acı duymazsınız. İmplant operasyonu genellikle lokal anestezi ile yapılır. Eğer hastanın talebi olursa sedasyon ya da genel anestezi de uygulanabilir. Çoğu zaman diş çekiminden bile daha basit bir operasyondur. İmplant yerleştirme sonrasında akşam duyulabilecek hafif ağrı olabilir. Bir çok hasta bu ağrının diş çekimi sonrasında yaşanan ağrıdan daha hafif olduğunu belirtmektedir. Bu ağrı hafif ağrı kesiciler ile giderilebilir. Birçok vaka da buna bile gerek duyulmamaktadır
Hayır. Günümüzde bu durum diş hekimliği dünyasında tartışılıyor olsa da henüz uygulanmamaktadır. İmplantların iyileşme süreci yani kemikle kaynaşmaları alt çene de 1.5-2 ay, üst çenede 3 ay kadar sürmektedir. Eğer ilave kemik oluşturma işlemleri yapıldıysa bu süre kemik kaybının durumuna göre 6-9 aya kadar uzayabilir. Çünkü bu zaman zarfında implant üzerine binen yükün en aza indirgenmesi gerekmektedir. Genelde implant operasyonu sırasında implant yerleştirildikten sonra yapılan ölçümle implant üstü protezinizin ne zaman yapılabileceği bilgisi verilir. Bu bekleme süresi içerisinde diş eksikliği yaşamamanız size geçici bir protez yapılacaktır.
İmplant yapılmadan önce bilinmesi gereken birçok önemli faktör vardır. Öncelikle implant yaptıracak kişinin sağlık durumu implantın başarısında önemli bir faktördür. Eğer hastada implantın iyileşmesini engelleyecek ciddi bir sağlık sorunu varsa implant tedavisi başarısız olabilir. Özellikle kontrol altında olmayan diabet hastalarında bu risk çok yüksektir. Ancak ilaçlarını düzenli kullanan ve kan şeker düzeyi yüksek olmayan diabet hastalarına rahatlıkla implant yapılabilir. Kemoterapi ve radyoterapi gören hastalarda da vücut direnci düşük olduğundan implant iyileşmesinde sıkıntı olur bu nedenle bu dönemde implant tedavisi uygulanmaz. Ancak tedavisi bittikten 6-9 ay sonra doktorunun onayı ile yapılabilir. Yine kalp damar hastalığı ve yüksek tansiyonu olan kişilerde de doktorundan onay alınarak implant tedavisi uygulanabilmektedir.
Yoğun şekilde alkol ve sigara tüketen hastalarda implant başarısı olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu nedenle özellikle iyileşme süresinde dikkatli olunmalıdır. Aşırı sigara tüketiminde(günde 2-3 paket) implant yapılması tavsiye edilmez.
Tüm bunların yanı sıra implantın başarısındaki en önemli etkenlerden biri hastanın uygulayacağı bakımdır. İmplant tedavisinden sonra verilen tavsiyelere uyulması ve kontrollerin aksatılmaması implantın başarısını arttırır.
İmplantın uygun şartlar altında uzman hekim tarafından yapılması ve kullanılan implantın kalitesi de implantın başarısında önemli bir kriterdir.
Uygun şartlar altında uzman bir hekim tarafından yapılan implantın ömrü uzundur. Unutulmamalı ki kendi dişlerimiz de bize ömür boyu kullanılmak üzere verilmiştir. Ancak iyi bakım ve düzenli kontrol yapılmazsa kendi dişlerinizi kaybedebildiğiniz gibi implantlarınızı da kaybedebilirsiniz. İmplantlar ömür boyu kullanılabilmektedir. Bunun için size anlatılan şekilde bakım yapmalı ve diş kontrollerinizi aksatmamalısınız.
Hastanın hazırlanması: İşlem öncesi gerekli ise premedikasyon yapılabilir. Bunun gerekli olup olmadığına hekim hastanın sağlık durumuna göre karar verir. Hasta operasyon odasına girmeden önce operasyona uygun olarak giydirilir(başına bone, üzerine hasta önlüğü). Ağız çevresi antiseptik solüsyonlarla silinir. Hastanın baş kısmı steril örtülerle kapatılır.
Cerrahi protokol: İmplant operasyonları genellikle lokal anestezi altında uygulanır. Gerekli ise ya da hastanın isteği ile genel anestezi ya da sedasyon altında da yapılabilir.
1-İnsizyon ve flabin kaldırılması: Birçok insizyon şekli tarif edilmiştir. Brenemark ve ark. 1985 yılında dişsiz ağızlarda krete doğru eğimli yay şeklinde bir insizyonun yapılmasını önermiştir(alt çenede foramen mentaleler arasında, üst çenede de 1. büyük azıların önünde). Ancak bu tip bir insizyonun postoperatif dönemi genellikle zor geçmektedir(ödem ve ağrı).
Bugün ise birincil insizyonun kret tepesinden veya keratinize dokuya doğru kaydırılarak yapılması önerilmektedir. Bu ensizyon hattı bukkal ve/veya lingualde komşu dişlerin marjinal dişetine zarar vermeden ikincil serbestleyici insizyonla devam eder. Bir elevatör yardımıyla mukoperiosteal flap kaldırılır. Kemiğe ulaşıldıktan sonra lingual veya palatinal flap kaldırılır ve karşıt çenedeki dişlerin kölelerinden geçen bir dikişle bağlanır. Kemik forsepsleriyle kemiğe yapışık granülasyon dokuları temizlenir. İmplant yuvası hazırlanmadan önce kemik yüzeyi olabildiğince düzgün ve yassı olmalıdır. Postoperatif yan etkileri önlemek için bu kurallara uyulması gerekir.
2-İmplant yuvasının hazırlanması: Kemik bol miktarda serum fizyolojik ile yıkanarak ısınması engellenmelidir. Cerrah frezle yuva açmaya başlamadan önce kontrollerini yapmalı, hiçbir eksik olmadığından emin olmalıdır. Daha sonra kemik içinde yuva açma işlemine uygulanan implantın özel seti ve fizyodispenser kullanılarak başlanır. 2mm çapındaki başlangıç frezi ile daha önceden belirlenmiş derinliğe ulaşılır. Yuvanın yönü uzayın üç boyutunda cerrahi şablon ve yön klavuzları kullanılarak kontrol edilmeli, eksik dişin normalde olması gereken yön ve açıya uygun olarak pozisyonlandırılmalıdır. Üzeri milimetrik işaretli bir rehber pin ile kavitenin derinliği kontrol edilir. Frezin çalışan ucuna devamlı su gelebilmesi için yukarı aşağı yönde hareket edilmelidir. İmplant yerleştirilirken implant yuvalarının eksenleri kontrol edilmelidir. İlk rehber frezle yuva boyu belirlendikten sonra değişik çaptaki frezlerle yuvanın genişletilmesi işlemine geçilir. İmplant yuvası kemik izin verdiği ölçüde ve eksik dişin çapının genişliğine göre uygun miktarda genişletilir. Yuva açma işlemi bittikten sonra yuva içinde hiçbir artık madde kalmadığından emin olmak için kontrol edilir.
3-İmplantın yerleştirilmesi: İmplant, yuvasının yönüne göre yerleştirilir. Dönme hızı hiçbir zaman 20-40 d/dak’yı geçmemelidir. İmplantın ilk yivi yuvaya girer girmez implantın geri kalanı herhangi bir kuvvet uygulamaya gerek kalmaksızın yivler boyunca yuvaya yerleşir. İmplant koronal sınırına kadar kemik içine gömülür. İmplant tamamen kemik içine yerleştikten sonra taşıyıcı parça çıkartılır ve implantın iyileşme kapağı takılır.
4-Flabin kapatılması ve dikiş atılması: İmplantlar yerleştirildikten ve operasyon tamamlandıktan sonra sıra açılan dokunun kapatılmasına gelir. Dişeti kapatılıp dikilmeden önce bölge serum fizyolojik ile güzelce yıkanır ve tüm artıklar bölgeden uzaklaştırılır. Daha sonra da uygun teknikle dikiş işlemine geçilir. Dikiş atıldıktan sonra da hastanın steril gaz tamponları sıkı bir şekilde ısırması istenir.
İkinci etap cerrahi veya implantların fonksiyona sokulması, implantların açığa çıkarılmasından ibarettir. İşleme başlanmadan önce bir röntgen alınarak implantların etrafında radyolusent alanların ve/veya kemik defektlerinin olup olmadığı kontrol edilmelidir.
İşlem sırasında implant kapağı üzerindeki diş eti kaldırılır. Eğer implant üzerine büyüyen kemik fazlalıkları varsa bunlar bir frez yardımı ile kaldırılır. Kapatıcı vida tamamen açığa çıkarılır ve uygun bir anahtarla açılır. Kapatıcı vida çıkartılıp gingivaform yerleştirilir. Gingivaform seçimi diş etinin kalınlığına göre yapılır. Bu vida diş etinden yaklaşık 2mm kadar yüksekte konumlanmalıdır.
İmplantın en ufak bir mikrohareketi osseointegrasyonun gerçekleşmediğini gösterir. Lokal anesteziye rağmen implant çevresinde ağrı olması gene şüphe uyandırmalıdır. Ağrı implant çevresinde yumuşak doku oluşumuna bağlı olabilir. Periapikal radyografiyle iyileşme vidasının implanta uyumu ve implant çevresinde radyolusent sahaların varlığı kontrol edilmelidir.
İkinci cerrahi operasyonun amacı iyileşme vidasını veya dananağı implant üzerine yerleştirmektir. Cerrahi ve protetik tekniklerdeki gelişmeler fonksiyonel ve estetik sonuçların daha iyi olmasını sağlar. Günümüzde uygulanan tedavi yöntemleriyle daha doğal çıkış profili elde edilebilmektedir. Peri-implanter yumuşak dokunun düzenlenebilmesi ile implant çevresindeki mukozanın kalınlığının ve kalitesinin arttırılması hedeflenir. Peri-implanter yumuşak dokunun düzenlenebilmesi için çok çeşitli mukogingival operasyonlar uygulanabilir.
Doğal dişlerde kronun marjinal kenarı 0.5-1mm kadar diş eti altında yer alır. Ancak estetik nedenlerden ötürü implant destekli kronlarda bu sınır 2-4mm kadar diş eti altındadır. Bu nedenle estetik ve fonksiyon için keratinize dokunun varlığı önemlidir.